Orta Asya Yol Ayrımında: Geleceğe Kiminle Yürüyecek?
HABERRUS - Arkada bıraktığımız 2025 yılı, Orta Asya cumhurbaşkanlarının birbirleriyle olağanüstü sık bir diplomasi temposu içinde olduğu bir yıl olarak kayda geçti.
Yıl bitmeden, 19-20 Aralık'ta Japonya'da düzenlenecek Orta Asya zirvesi ve 21-22 Aralık'taki geleneksel gayriresmi St. Petersburg buluşması gibi iki önemli görüşme daha gerçekleşecek.
Uzmanlar, tüm bu temaslara rağmen bölgedeki temel dengenin değişmediği görüşünde: Orta Asya ülkeleri hâlâ Rusya'nın etki alanında.
Rusya'nın Bölgedeki Ağırlığı ve Değişen Dengeler
Rusya, derin tarihi, kültürel, ekonomik ve askeri bağlarla bağlı olduğu Orta Asya için halen en önemli dış aktör. Ancak bu ilişkiler, Belarus'takine kıyasla daha az entegre ve göç sorunu gibi yeni zorluklarla sınanıyor. Bununla birlikte, bölgeye yönelik Çin, ABD, AB, Türkiye ve Japonya gibi güçlerin artan ilgisine rağmen, Rusya'nın nüfuzunun tamamen kaybolduğunu söylemek için henüz erken. Ülkeler çok yönlü (multivektör) bir dış politika izlese de, Rusya ile bağlar kritik önemini koruyor.
Ülke Analizi: Bölgenin Güç Haritası
Uzman değerlendirmelerine göre, bölge ülkelerinin mevcut durumu ve konumu şöyle özetlenebilir:
1. Kazakistan: Dengeli Güç
En istikrarlı siyasi ve ekonomik yapıya sahip ülke olan Kazakistan, bağımsız bir dış politika çizgisi sürdürüyor. 2026 için öngörülen büyük dış yatırımlar ve ABD Başkanı Trump ile zirvedeki merkezi rolü, ülkenin uluslararası saygınlığını gösteriyor. Ancak Rusya'nın yaşam standardına ulaşıldığı iddiaları gerçekçi bulunmuyor. İsrail-Arap anlaşmaları olan "İbrahim Anlaşmaları"nı destekleme açıklaması ise, Kazakistan'ın kendi jeopolitik duruşu olduğunun bir sinyali olarak yorumlanıyor.
2. Özbekistan: Yükselen Yıldız
Dünya altın üretiminde ilk 10'a girmeyi başaran Özbekistan, coğrafi konumu, turizm potansiyeli ve bölgesel liderlik iddiası ile dikkat çekiyor. Uzmanlar, Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev'in konumunun sağlam olduğuna ve ülke ekonomisinin büyümeye devam edeceğine inanıyor.
3. Türkmenistan: Kapalı Devre
Büyük bir doğalgaz ihracatçısı olmasına rağmen, yenilenebilir enerjiye geçiş dönemi ve kapalı yönetim yapısı, Türkmenistan'ın uzun vadeli geleceğine dair soru işaretleri yaratıyor. Bu izolasyon, güvenlik ve kaynak kontrolü sağlarken, aynı zamanda küresel ekonomiden kopukluk ve sosyal sorunlara da yol açıyor. Değişimin, gaz ihracat gelirleri azaldıktan sonra gelebileceği öngörülüyor.
4. Tacikistan ve Kırgızistan: Kırılgan İkili
Bu iki ülke, bölgenin en kırılgan ekonomileri arasında yer alıyor. Tacikistan, ekonomisini büyük ölçüde dış göçmenlerin para havalelerine (%45 GSYİH) ve Çin yatırımlarına dayandırıyor. Ülkede konuşlu 201'inci Rus askeri üssü, hem istikrarın hem de Moskova yanlısı yönetimin garantisi olarak görülüyor. Kırgızistan ise, ABD ile yakınlaşma söylemlerine ve seçimlerden güçlenerek çıkan yönetime rağmen, Rusya'ya ekonomik ve askeri bağımlılığını sürdürüyor. Ülkenin siyasi ikliminin hızla değişebileceği tarihsel örneklerle sabit.
2026 Beklentileri: Büyümede Yavaşlama ve Reform İhtiyacı
Uzmanlar, 2026 yılı için bölge genelinde büyümenin devam edeceğini ancak temponun yavaşlayacağını öngörüyor. Bunun başlıca nedeni, bölge ekonomileri için hayati önem taşıyan Rusya'daki ekonomik aktivitenin olası yavaşlaması ve bunun bölgeye akan para hacmini azaltma riski.
Tüm ülkeler, kalkınma stratejisi olarak ithal ikamesini terk edip, başta doğal kaynaklar olmak üzere ihracata odaklanmayı sürdürecek.
Ekonomik büyümeyi canlı tutmanın yolları, insan sermayesine yatırım ve KOBİ'lere devlet desteği olarak görülüyor.
Uzmanlara göre, sürdürülebilir kalkınmanın tek yolu, iş dünyasının ihtiyaçlarına göre tasarlanmış derin ve yapısal reformların hayata geçirilmesi.
Öngörülere göre, Orta Asya ülkelerinin hiçbiri, ne 2026'da ne de öngörülebilir gelecekte, yeni bir "ekonomik kaplan" haline gelemeyecek.
Bölge ülkeleri, küresel güçler arasında denge kurmaya devam ederken, nihai "kiminle yürüneceği" tercihini ertelemekte.
Su yönetimi gibi eski sorunlarla boğuşmaya devam edecek olan bölge, iç siyasette ise af ve ceza indirimleri gibi uygulamalarla toplumsal istikrarı sağlamaya çalışacak.
Kısacası, Orta Asya henüz kesin bir yol ayrımına gelmedi; öncelik, mevcut dengeleri koruyarak bu kritik eşiğe sağlam adımlarla ulaşmak.
