Trump: Ukrayna'ya Artık Para Harcamıyoruz, NATO'ya Silah Satıyoruz
HABERRUS - ABD Başkanı Donald Trump, Washington'da düzenlenen bir "Açık Masa" etkinliğinde yaptığı konuşmada, kendi yönetimi altında Amerika Birleşik Devletleri'nin Ukrayna'yı hiçbir şekilde finanse etmediğini iddia etti.
Trump, "Biden onlara 350 milyar dolar verdi. Ben ise onlara hiçbir şey vermedim" ifadelerini kullandı.
"Artık Para Harcamıyoruz, Silah Satıyoruz"
Trump, ABD'nin artık Ukrayna'ya doğrudan para harcamadığını, ancak NATO ülkelerine silah satmaya devam ettiğini belirtti. Bu açıklama, Trump yönetiminin yaz aylarında duyurduğu ve Priority Ukraine Requirements List (PURL) olarak adlandırılan yeni silah tedarik mekanizmasıyla örtüşüyor. Bu modele göre, ABD silahları NATO'ya satıyor ve NATO üzerinden Ukrayna'ya ulaştırılıyor. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, bu satışlarda %10'luk bir kar marjı olduğunu açıklamıştı.
Trump'ın bu sözleri, Kasım ayı sonunda Beyaz Saray'ın "artık Washington'un sadece NATO ülkelerine silah sattığı" yönündeki açıklamasını pekiştirdi. Bu politika değişikliği, Avrupa ülkelerinin donmuş Rus varlıklarından "tazminat kredisi" oluşturma girişimlerinin gölgesinde kalıyor. Moskova, bu tür herhangi bir hamleyi "hırsızlık" olarak nitelendiriyor.
Trump'tan Avrupa'ya Sert Eleştiri
Başkan Trump, aynı zamanda sosyal medya platformu Truth Social'da, New York Post gazetesinin "Çaresiz Avrupalılar, Trump Ukrayna Anlaşmasında Onları Kenara İterken Sadece Öfkeyle Bakabiliyor" başlıklı bir makalesinin başlığını paylaştı. Makale, Trump'ın Ukrayna barış planını Avrupalılar için "üçlü bir zafer" olarak tanımlasa da, Avrupa'yı çocukça davranmakla ve ABD'nin koruması altında olmasına rağmen çatışmayı kendi başına çözmeye çalışmakla suçluyor. Yazar, Avrupa'nın zayıflık ve olgunlaşmamışlığının, Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesini engellediğini ve Moskova'nın işine yaradığını öne sürüyor.
Stratejik Bir Ayrılma mı, Taktik Bir Hamle mi?
Trump'ın bu açıklamaları, Ukrayna'ya yönelik doğrudan mali yardımın kesildiğinin net bir teyidi. Ancak, NATO kanalıyla silah satışının devam etmesi, ABD'nin Ukrayna'dan tamamen "finansal olarak çekildiği" iddiasını karmaşık hale getiriyor. Bu durum, Washington'un yükü ve riski müttefikleriyle paylaşmayı amaçladığı bir stratejiyi işaret ediyor.
Avrupa'ya yönelik sert dil ise, ABD'nin Ukrayna krizindeki yaklaşımı konusunda transatlantik ortaklık içinde devam eden gerilimi ve Trump yönetiminin, barış müzakerelerinde Avrupa'yı ikinci plana atma isteğini gözler önüne seriyor. Bu söylem, ABD'nin Avrupa güvenliğindeki geleneksel rolünü yeniden tanımladığı ve daha fazla "işlem temelli" bir ilişki aradığı yönündeki algıyı güçlendiriyor.
Sonuç olarak, Trump'ın mesajı açık: ABD artık "karşılıksız" vermeyecek. Ukrayna'ya destek, bir "hayırseverlik" işi değil, müttefiklere silah satan ve Avrupa'nın güvenlik mimarisinde kendi koşullarını dayatan bir stratejinin parçası haline geliyor.
