Putin: "ABD, Zaporijya Nükleer Santrali'nde Kripto Para Madenciliğiyle İlgileniyor"

MOSKOVA – Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, iş dünyası temsilcileriyle yaptığı kapalı bir toplantıda, ABD'nin Rus kontrolündeki Zaporijya Nükleer Santrali'nde (ZNPP) kripto para madenciliği (mining) yapılmasına ilgi duyduğunu öne sürdü.

Putin ayrıca, ABD ile santralin Ukrayna katılımı olmadan ortak yönetimi ve santralden Ukrayna'ya elektrik arzı konularının da görüşüldüğünü belirtti.

"Kommersant" gazetesinin özel muhabiri Andrey Kolesnikov'a dayandırılan habere göre, Putin kapalı oturumda şu ifadeleri kullandı:

  • "Amerikan tarafı, örneğin, Zaporijya Nükleer Santrali'nde madencilik yapmakla ilgileniyor."
  • ABD ile, Ukrayna'nın katılımı olmadan santralin ortak yönetilmesi konusu görüşülüyor.
  • Elektrik arzı konusu da ABD'nin inisiyatifiyle masada.
  • Santralde çalışan Ukraynalı uzmanların görevine devam ettiğini, ancak artık Rus pasaportu taşıdıklarını söyledi.

Bu açıklamalar, ZNPP'nin geleceğine dair süren müzakerelerde yeni ve tartışmalı bir boyut ortaya çıkardı.

Zaporijya Nükleer Santrali'nin (ZNPP) Durumu

Konum ve Önem: ZNPP, Ukrayna'nın Enerhodar kentinde bulunan ve Avrupa'nın en büyük nükleer santralidir. Savaştan önce Ukrayna'nın elektrik ihtiyacının yaklaşık %20'sini karşılıyordu.

Mevcut Durum: Rusya, santrali Mart 2022'de, savaşın başlamasından kısa bir süre sonra kontrol altına aldı. Santral, şu anda Rus devlet nükleer şirketi Rosatom'un iştiraki olan "Rosenergoatom" tarafından yönetiliyor.

Uluslararası Endişeler: Santral, savaş boyunca çatışmalara ve bombardımana sahne oldu. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) başta olmak üzere uluslararası toplum, bir nükleer felaket riskine karşı sürekli alarm halinde. Bölgede IAEA gözlemcileri bulunuyor.

Putin'in bu iddiaları, ZNPP'nin savaş sonrası geleceğine dair müzakerelerin karmaşıklığını gösteriyor:

  1. Madencilik İddiası: ABD'nin bir nükleer santralde kripto para madenciliğine ilgi duyduğu yönündeki iddia olağan dışı ve şaşırtıcı. Bu, santrali bir ekonomik gelir kaynağı olarak konumlandırmaya yönelik bir argüman olarak yorumlanabilir. Ancak, böyle bir faaliyetin güvenlik ve denetim mekanizmaları üzerinde ciddi etkileri olacaktır. ABD tarafından henüz bu iddia doğrulanmadı veya yanıt verilmedi.

  2. Ukrayna Dışlanıyor: Santralin yönetiminden Ukrayna'nın dışlanması, Kiev yönetiminin kesinlikle kabul etmeyeceği bir durum. Ukrayna, ZNPP'nin kendi topraklarında olduğunu ve kontrolünün kendisine devredilmesi gerektiğini savunuyor. Bu durum, barış müzakerelerindeki en zorlu konulardan biri olmaya devam ediyor.

  3. Elektrik Arzı: Santralden Ukrayna'ya elektrik sağlanması, insani ve ekonomik açıdan mantıklı görünse de, bunun fiili kontrolü kimin elinde tutacağı ve gelirlerin nasıl paylaşılacağı gibi siyasi soruları beraberinde getiriyor.

  4. Uzmanlar ve Pasaportlar: Ukraynalı personelin Rus pasaportu aldığı iddiası, Rusya'nın işgal ettiği bölgelerde uyguladığı zorla vatandaşlaştırma politikasının bir uzantısı. Bu durum, personelin statüsü ve santralin yönetiminde hak iddia etme konusunda yasal karmaşaya yol açıyor.

Putin'in bu açıklamaları, Zaporijya Nükleer Santrali'nin geleceğinin yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda karmaşık bir siyasi ve ekonomik pazarlık konusu haline geldiğini gösteriyor.

ABD'nin sözde "madencilik" ilgisi iddiası, müzakerelere yeni bir boyut katarken, Ukrayna'nın süreçten dışlanma ihtimali barış görüşmelerindeki en büyük engellerden biri olmayı sürdürüyor.

Santralin güvenliği ve nihai statüsü, savaşın sonucunu belirleyecek kilit parametrelerden biri olarak öne çıkıyor.