Rusya ve Ermenistan...
Bu husus en çok da askerî alanda söz konusu. Nitekim, Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'in bugün başlayan iki günlük resmi Erivan ziyaretinde askerî ilişkilerde yeni bir dönüm noktasına gelinmiş olacak; zira bu ziyarette Kars-Iğdır sınırlarımızın hemen karşısında bulunan ve 102. Rus üssü ya da Gümrü üssü diye bilinen üssün ağırlıklı olarak yer aldığı eski bir anlaşma günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenerek imzalanacak.
Bu anlaşma, Rusya ile Ermenistan arasında 1995 yılında imzalanan askerî işbirliği ve savunma anlaşmasıydı ve Gümrü, bu anlaşmanın en önemli parçasıydı. Taraflar işte bu anlaşmayı bugün yeniden ele alarak hem geçerlilik süresini ve hem de mahiyetini değiştirmeye karar vermiş bulunuyorlar.
Mutabakat sağlanan kararlara göre anlaşmanın geçerlilik süresi 24 yıl daha uzatılıyor. 1995 anlaşmasında 25 yıl olan bu süre böylece toplam 49 yıla çıkmış ve süre böylece 2044 yılına kadar geçerli oluyor.
Mahiyet bakımından ise Gümrü'de bulunan Rus askerî varlığının fonksiyonu yeniden tanımlanıyor. Buna göre, bu varlığın fonksiyonu sadece 'Rusya Federasyonu'nun menfaatlerini korumakla' sınırlı olmaktan çıkıyor, fonksiyon aynı zamanda Ermenistan ordusu ile birlikte Ermenistan Cumhuriyeti'nin güvenliğini teminat altına almayı da üstleniyor. Bu husus, şüphesiz eski anlaşmadaki aynı mahiyetteki teminatın ötesine gidiyor ve teminatı daha net ve kesin ifadelerle ortaya koyuyor, tanımlıyor.
Yeni anlaşmada bu sözünü ettiğim değişikliklere ilaveten Rusya'nın Ermenistan'a modern, uygun ve özel silah ve sistemlerini sağlayacağı taahhüdü de yer alıyor.
Anlaşmanın basında yer alan bazı yeni maddeleri böyle. Bunların dışında muhtemelen başka önemli ve özel maddeler de olabilir. Ancak bunları öğrenmek kolay değil. Bunu da ilgililer herhalde öğreneceklerdir.
Başkan Medvedev ve Ermeni Başkan Sarkisyan'ın bugün imzalayacakları önemli anlaşma, Ermeni muhalefeti tarafından Ermenistan'ı Rusya'ya daha fazla bağımlı kıldığı gerekçesiyle kıyasıya eleştiriliyor. Ancak iktidar bu eleştirileri fazla dikkate de almıyor, anlaşmayı çeşitli gerekçelerle savunuyor. Bu gerekçelerden en fazla öne çıkanı, anlaşmanın, Karabağ'da çıkabilecek muhtemel bir savaşta Rusya'nın Ermenistan'ın yanında yer almasını sağlayacağı hususunda yoğunlaşıyor. Sarkisyan'ın partisi HHK sözcüsü Eduard Şarmazanov, bu konuda mesela yeni anlaşmanın Karabağ konusunda askerî çözümü devre dışı bırakacağını söylüyor.
Açık söylemek gerekirse, eski anlaşma da, yenisi de Türkiye ve Azerbaycan'a karşı caydırıcılığı ihtiva ediyor ve Rusya'yı, Ermenistan'ı savunma yönünde bağlıyor. Ayrıca, açıkça söylendiği gibi Karabağ ile ilgili askerî tercihi de imkânsız kılmayı hedefliyor.
Anlaşma, Rusya-Ermenistan askerî ve savunma ilişkileri bakımından önemli bir gelişme ve safhayı teşkil ve temsil ederken iki ülkeyi de gittikçe birbirine daha güçlü şekilde bağlıyor.
Esasen ilişkiler her alanda yıllardır gelişiyor, çeşitleniyor. Yeri gelmişken söyleyeyim; bugün Ermenistan, ekonomik bakımdan Rusya'ya giderek daha bağımlı hale geliyor. Bugün Ermenistan'da enerji, madencilik, petrokimya, ulaşım, iletişim gibi alanlarda 600'e yakın Rus şirketi faaliyet gösteriyor. Bugün Ermenistan gibi küçük bir ülkedeki Rus sermayesinin 2 milyar doları bulduğu, hatta aştığı söyleniyor.
Bütün bunların ötesinde bugün Rusya'nın en büyük Ermeni diasporasına sahip olduğuna da bu vesileyle işaret etmek gerekiyor. Bizde sanıldığının aksine Amerika değil Rus Ermeni diasporası en önemli dış Ermeni topluluğu durumunda bugün. Rusya, Ermenistan'dan sonra dünyadaki ikinci en büyük Ermeni nüfusu barındırıyor. Bunun içinde de Rusya'da önemli makamlarda bulunan çok sayıda Ermeni asıllı Rus da var. Bir kaynağa göre, anne tarafından Ermeni, baba tarafından Rus olan Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bunlardan birisi mesela.
Son anlaşma dolayısıyla bugün şöyle bir temas ettiğim Rusya-Ermenistan ilişkileri tarihen ve bugün çok güçlü, sıkı ve derin ilişkiler. Gerçekçi bir Ermeni ve Karabağ politikası ya da açılımı 'Rusya faktörü'nü bilmeden, bunu dikkate almadan asla yürümez. Bilmem anlatabildik mi?